Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin “Fethin 567. Yıldönümüne Armağan” olarak hazırladığı on bölümlük konferans serisinde, Fatih Sultan Mehmed’in sanatçı kişiliği ve döneminin sanat ortamı ele alınıyor. 30 Mayıs’ta düzenlenen ilk konferansta Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nihat Öztoprak, “Şair Hükümdar Fatih Sultan Mehmed Han” başlığında konuştu.
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı’nın yönetiminde Zoom platformunda düzenlenen konferansta Subaşı öncelikle serinin nasıl ortaya çıktığını anlattı. Ardından Prof. Dr. Nihat Öztoprak, Fatih Sultan Mehmed Han’ın hayatına dair bilgiler vererek, 15. yüzyıl ve sonrasında Osmanlı sultanları arasında bir şiir geleneği olduğuna ve Fatih Sultan Mehmed Han’ın divan sahibi şair hükümdarların ilki olduğuna dikkati çekti.
Fatih Sultan Mehmed’in meclislerinde 30 kadarı maaşlı 185 şair bulunduğunu, veziri Mahmud Paşa, hocası Ahmed Paşa, İstanbul’un ilk kadısı Hızır Bey, tarihçi Enverî, Hayatî gibi isimlerin bunların başında geldiğini söyleyen Öztoprak, devrinde Edirne, Amasya ve Kastamonu gibi İstanbul dışındaki şehirlerde dahi şuara meclisi düzenlendiğini, bu ve benzeri vesilelerle şairlerin sultan tarafından daima alaka gördüğünü, teşvik ve himaye edildiğini ifade etti.
Öztoprak sözlerine şöyle devam etti:
“Şair Lâtifî, onun saltanat döneminde bilgi ve marifetin ileri seviyede ilgi gördüğü, bilginlerin diğer meslek mensuplarının üstünde tutulduğunu söyler. Âşık Çelebi de, Fatih Sultan Mehmed’den İstanbul’u ilim ve sanatın merkezi yapan ve her türlü övgüye layık bir Sultan şair olarak bahseder. Babası II. Murad da şairdir. Şairleri, âlimleri, sanatkârları koruyup kollayan bir saltanatın varisidir. İstanbul’da, Sultan’ın meclisine girebilen, kendisine kasideler sunan 185 şairden söz edilir. Şiire ne zaman başladığı bilinmez, çünkü o zamanlar şiirlerin altına tarih atılmamaktaydı. Avnî Divanını ilk kez Ali Emiri bulmuş, Fatih’in şiirlerini ilk defa derli toplu bir şekilde yayımlayan kişi ise 1904 yılında Georg Jacob olmuştur. Daha sonra bizde de birkaç kez yayınlanmıştır. Fatih Divanı’nın tek yazma nüshası şu an Millet Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.”
Avnî mahlaslı şair hükümdarın şiirlerinden örnekler vererek onun şair şahsiyeti ile sultan kimliği arasında ilgi çekici bir münasebet bulunduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Nihat Öztoprak, Sultan’ın şiirlerinin merkezinde ise beşeriden başlayıp ilâhide biten bir aşk anlayışının gözlemlendiğini ifade etti:
“Divan’ın temel duygusu aşktır. Mecazi aşktan ilâhi aşka yükselen bir duygu vardır. Avnî’ye göre aşk bir derttir, hastalık, beladır. Aşk Sultandır. Bu Sultan Avnî’nin gönlünde oturmaktadır. Kendisini âşık olarak niteler. Divan şiirinde merkezde aşk vardır, bir aşk, bir maşuk, bir de rakip vardır. Avnî rakipten de bahseder. İma yoluyla göndermelerde bulunur.
Beyti bozarsı, rakîbi anma şi’ründe sakın
Avnî dilber vasfıdur çün şi’r ü inşâdan murâd
Fatih’in dili oldukça sade ve samimidir. Şiirleri, cihan Sultanı oluşunun izlerini taşır.
Kurtarmasun Allah beni bu derd-i hevȃdan
Derdün ile dil bağlamayan zevkını bilmez.
Dindirmesün Allah gözümün yaşını, zira
Aşkın ile kan ağlamayan zevkını bilmez.”
Farklı üniversitelerden öğretim üyeleri, araştırmacı ve öğrenciler yanında yurt dışından da katılımcılar tarafından ilgiyle takip edilen konferans, Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı’nın Prof. Dr. Nihat Öztoprak’a ve dinleyicilere teşekkürleriyle sona erdi.
Serinin diğer haberleri
Fatih Sultan Mehmed Han’ın hususi kütüphanesindeki ciltler tanıtıldı
Fethin Camii'nde kubbe yazısını okumak
Güzel Sanatlar Fakültesi Prof. Dr. Suphi Saatçi Hoca’yı ağırladı
Latife Aktan Özel Sırça Saray Çinilerini anlattı
Fatih Dönemi Yazmalarında Tezhip Sanatı
Prof. Dr. Yalçın Çetinkaya “Fetih ve Musikî” üzerine konuştu